Beyin ve Bilim

Eğer beyin size ait olsaydı, soluduğunuz bir nefes duman sonrasında alzheimer olurdunuz. Beyin sizin olsaydı,  bir yudum alkol sonrası kendinize geri dönemezdiniz. Eğer beyin sizin olsaydı izlediğiniz bir sinema sonrası konuya kitlenip, kendinizi o filmde kaybeder, rüyalarınızda bile etkisinden kurtulmanız asla mümkün olmazdı. Beyin sizin olsaydı İnternet dünyasından hiç ayrılmazdınız, bağımlı hale gelir hayatınız mahvederdiniz. Tıpkı kokain bağımlısı gibi olurdunuz. 

Tüm organlarımız imkansızı başarmaktadır.Tümü mucizelerle dopdoludur. İsteyerek veya istemeyerek Rahman'a boyun eğmektedirler. Beyin dediğiniz şeyde bir organdır. Seddar (gizleyen, kapatan) oluşu ile zalimleri hakikatten uzak tutan bir örtüdür.

Sadece beden mi böyle sanıyorsunuz?
Gökten aslında yağmur değil asit yağması lazımken bu olmaz. Bilim asla %100 hüküm verememiştir. Bilim dediğimiz şey akıllı olduğunu düşündüğümüz insanların destekli iddialarıdır. Ve her gelen yüzyıl bir önceki yüzyılı aptal ve cahil saymak zorunda kalmıştır. 

Hipotez:"Gözlenen olay veya durumlardan çıkartılan, henüz test edilmemiş, fakat doğru olduğu tahmin edilen bir öneri" dir. Durum böyleyken bu durumu kesin bir bilim olarak algılamak ve sunmak doğru değildir. Bilimsel makale dedikleri şey bir çeşit hipotezdir. Ve birbiri ile zıt hipotezlerin sayısı inanılmaz boyutlardadır. 40 yıl öncesine kadar "boşluk var" hipotezleri bile yazılabiliyordu. Uçak havada uçarken bu iddiaları söyleyen zihinler çelişkilerini göremeyecek kadar da akıl özürlü idiler. Boşluk varsa uçak nasıl uçar ki? Onları havada tutan bir şey olmalıyken boşluk var diyen bilimden ve icattan uzak cahiller, uçağı icat ettik diye kibirleniyordu. Bu izah bilime ve araştırmaya karşı olduğumuz anlamına gelmesin. Biz kitlemeye karşıyız. Bilimi kendi akıl ölçüsüne göre değerlendirmeye karşıyız. Biz geri kalmaya "tamam hepsi bu kadar" duruşuna karşıyız. Bilim kesin gerçekleri veriyor gibi algılanmamalı ve sunulmamalıdır.

Ötelerin ötesi var, Sonsuzluğun bile sonu var!

Adem Korkmaz

Not:

Aristo Ve Onun Bilim Dünyası (M.Ö 384-322)
-Uçan nesnelerin atmosfer tarafından taşındığına
-Kalbin zekanın ve hissin merkezi olduğuna
-Hafif nesnelerin ağır nesnelerden daha hızlı düştüğüne
-Yaşayan canlıların herhangi bir aileye ihtiyacı olmadan birdenbire yaratılabileceğine inanıyordu.

Leonardo Da Vinci ve Onun Bilim Dünyası (1452-1519)
Düşen nesnelerin hızının daha çok düştükçe hızlandığını zannediyordu. Aslında daha uzun bir mesafeden düştüğünde hızlanıyordu.

Çok Ünlü Bilim Adamı Goethe (1749-1832)
Işığa ve renge ilişkin görüşleri günümüze göre tamamen yanlış olan Goethe, aynı zamanda kara parçalarının okyanuslara yerleştiğini düşünen neptünizm akımını savunuyordu. Çoğu bilimadamı ise volkanizmi savunuyor.

Dr. Dionysius Lardner (1793-1859)
Buharlı geminin asla Atlantik Okyanusu’nu geçemeyeceğini çünkü asla yeterince kömür taşıyamayacağını belirtmişti. Bu düşüncesi 1839’da başarılı bir şekilde kırıldı.

William Thomson (1842-1907)
-Dünyada yaşamın 20 milyon yıl önce başladığına
-Işığın çok çabuk elektromanyetik dalgalar yaydığına inanıyordu.

Simon Newcomb (1835-1909)
Her ne kadar Wright Kardeşler ilk kısa uçuşlarını gerçekleştirdiğinde hayatta olsa da, ağır bir makinanın havada uçabileceğine inanmıyordu.

Earnst Mach (1838-1916)
Maddenin atomik yapılardan oluştuğuna ve izafiyet teorisinin tamamen yanlış ve dogma olduğuna inanıyordu.

Percival Lowell (1855-1916)
Mars’ta bulunan 500 adet kanalın haritasını çıkarmıştı ki bunlar sadece optik bir ilüzyondu.(Zamanın bilimsel araçları ile )

-William Pickering (1858-1938)
Aydaki karanlık deliklerin sinek yığını ya da yaşayan küçük hayvanların yaşadığı delikler olduğuna inanıyordu! (Zamanın en akıllı yazarlarından)

Nikola Tesla (1856-1943)
(Yaptığı deneylerden sonra)İnsanoğlunun nükleer enerjiye asla ulaşamayacağına inanıyordu.

Ernest Rutherford (1871-1937)

 

O da Tesla gibi nükleer enerjinin ulaşılmaz olduğunu düşünüyordu ve izafiyet teorisine de asla inanmadı.