Elhamdülillah

"Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur."1:2

"Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. (Bunca ayet ve delillerden) sonra kafir olanlar (hala putları) Rab'leri ile denk tutuyorlar."6:1

"Böylece zulmeden toplumun kökü kesildi. Hamd, alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur."6:45

"Sen şimdi Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol!"15:98
"Rabbine hamdederek O'nu tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir."110:3

"O, öyle Allah'dır ki, kendisinden başka hiç bir İlâh yoktur. Dünyada ve ahirette hamd O'na mahsustur ve (her şeyde geçerli) hüküm de O'nundur. "28:70

Bütün bu ayetler ve daha fazlası ile hamd'in Allaha mahsusluğu ifade edilmiştir.

Hamd kelimesini dil bilimciler: Övme ve Övülme olarak açmışlardır. Tek değil.Çift mana ile "övme ve övülme."

Yemek yersiniz. Fevkaladedir. Muhteşemdir. Süperdir. Harikadır. Eşsizdir. Lezizdir..

Ve bütün bu ifadeler "övgü" dediğimiz manadan bahseder.

Bu yüzden "Elhamdülillah" deriz.
Bir harika iş görürsünüz, bir muhteşem başarıya şahit olursunuz, süper bir olay yaşarsınız..İşte bu durumlarda gözlerinizin gördüğü perdeye takılmadan o işi bitirenin sizin dilinizden övdüğünüzün perde değil de Allah olduğuna "şahidim" demenin adı "Elhamdülillah"dır.

Şükür değildir. Şükür, Şekür kelimesi ile ifade edilir.

Harika bir müzik, harika bir film, harika bir tiyatro, muhteşem bir sanat eseri, sizin övgünüzü alan ne varsa hepsine "Elhamdülillah" demelisiniz.

Kuru, kuru tefekkür ile papağan kadar olabiliriz. 
Özellikle namazlardan sonraki zikirler de "Elhamdülillah"ı dillendirirken hayranlığınızı kazanan şeylere odaklanıp, onları yönetenin, sürenin, başarıya ulaştıranın ki böylece övgüye mazhar olanın Allah olduğunu tekrar, tekrar anınız.

''Elhamdülillah''...

Adem Korkmaz