Beynin bu özelliği hakkında sayısız tez,saysız makale,sayısız araştırma mevcuttur.
Çok popüler olan bu belgeseli ( http://www.ademkorkmaz.com/…/577-sifacilar-gercegi-inanmani… ) mutlaka izlemenizi öneriyorum.(Meraklı bilim adamları şifacı olduklarını söyleyenleri mercek altına alıp çeşitli deneyler yapmaktalar)

Üfürükçünün yahut muskacının kağıda yazdığı şeyin hiç önemi yoktur. O yapılan iş kişilerin iman etmesini teşvik etmektedir.. Avrupadan, Afrikaya, Asyadan, Amerikaya kadar her toplum farklı isimlerle üfürükçülüğün değişik versiyonları ile kültürlerini harman etmişlerdir.

Dünya tarihinin çok büyük bölümünde büyü ve büyücüler rağbet görmüştür.Bilinmeyenin çekiciliği ile iş dallanmış ve tüm bilinmeyenler başka bir bilinmeyenle açıklanarak korkunç trajedilere dönüşmüştür.

Dünya kafasında ki cini/şeytanı çıkartmak için sağlıklı kişilerin diri,diri kafa taslarının oyulduğu zamanları görmüştür.

Bilinmeyen başka bir bilinmeyenle açıklanıyorsa o grubu terk edin,o toplumu terk edin. Eğer öncü iseniz söyledikleriniz,anlattıklarınız daha önce duyulmayan tarzda olacaktır ki bu durumda birileri sizi başka bir bilinmeyen olan cinni gibi isimlerle anacaktır.

Cinlerin varlığını kabul etmek Kur'ana iman gereğidir. Ancak cinleri görmediğin,duymadığın halde mekanlar tayin edip,dünyada görevlendirmek,sağa sola musallat olduğunu,olacağını düşünmek,başkalarının sözde cin hikayelerini aktarmak ki buna dedi kodu diyoruz,Müslümanın sıfatı olması gereken şehitlik/(şahit olmak) arzusuna terstir.Müslüman emin olan değil midir? Görmediği,duymadığı,şahit olmadığı şeyleri aktarmaz,dedikodu yapmaz.

İşte Kuransız;cahil,kalitesiz Müslüman adaylarının desteğini de alan üfürükçüler yüz yıllar boyunca ilgi görmeyi başarmışlardır.Bu kişileri her zaman,her yerde farklı isimlerle,farklı kültürlerle görmek mümkündür.

Güya bir kaç satır yazıp bırakacaktık.

Tüm bu yazı Felak suresi 4. ayeti açmak için oluşturulmuştur.
" De ki: .. üfleyen büyücülerin şerrinden..sabahın Rabbine sığınırım!"

Adem Korkmaz