"Vahdet-i Vücûd (varlık birliği);

"Vahdet-i Vücûd (varlık birliği); tasavvuf düşüncesinde, yaratanla yaratılanın tek kaynaktan geldiğini ve "bir" olduğunu savunan görüştür."

Ve yaratılmış yoktur. TEK dışında başka bir şey yoktur.Bu görüşe göre ;Allah ve yarattıkları demek ikilemdir ve şirk dediğimiz manaya yelken açmaktır.
Bu görüşe ulaşmalarının nedeni sürekli bir alış içerisinde olmalarından kaynaklanmaktadır.Derin bir bağlantı ile sürekli alan varlık arayı göremez.

Ancak ölümle birlikte bağlantı kopar.Bir daha yeni bir açılım,yeni bir gelişme,yeni biglier alamaz insan. Ne aldı ise,ne yaptı ise sonsuz süreçte aldıkları ile ve yaptıklarının sonuçları ile yaşamına devam eder.

Vahdet-i Vücûd veya daha farklı isimlerle anılan tüm görüşler kişileri bağlar. Zaten her görüşün kısmen doğruluk payı vardır. Tüm yapıyı göremediğimiz için parçalara isim verip din şekli oluşturmak derin bir kedere yol açar.

Bu yüzden müminlere Kur'an tarafından İbrahim'in sünneti tavsiye edilmektedir.
İbrahim'in arayışını incelediğimiz de gece ay'ı ilah edindiğini görüyoruz.Hatasını anlayıp vazgeçiyor lakin bu sefer yıldızlara yöneliyor.Yine vazgeçiyor ve güneş'e yöneliyor.

En nihayet; Seni ancak senin bildiğim gibi bilirim.Kafamda,aklımda,fikirlerimde oluşan her türlü ilah/Allah anlayışından berisin/münezzehsin. diyerek subhanAllah manasına yelken açtığını görüyoruz.

Her türlü Allah anlayışından ifadesi Vahdet-i Vücûd dedikleri düşünceyi de kapsamaktadır. Bugün bazı bilim çevrelerinin ortaya attığı iddialar bu düşünceyi destekliyor gibi görünse de müminler tüm çalışmalarını ahiret için yapmaktadırlar..

Ve o gün tüm fizik kuralları,sistem,yer çekimi gibi şeyler yer'in ve göğün değişmesi ile değişecektir.

"O gün yer, başka bir yere, gökler de başka göklere dönüştürülür ve insanlar bir ve kahhar (her şeyin üzerinde yegâne hâkim) olan Allah’ın huzuruna çıkarlar." 14:48

Her yerde olan'ın huzurundan bahseden ayet aslında tamda bu konuyu izah etmektedir. Ki bu ayrı bir konudur.

Yer ve gök değiştiğinde o'na tabi olan her şey değişecektir.Bu yüzden sonsuzluk bilgisine muhatap olan insan için SUBHANALLAH çizgisi paha biçilmez bir hazinedir.

Ayrıca SUBHANALLAH tamda Vahdet-i Vücûd çizgisine yolu düşmüşlerin kullanması gereken zikirdir. Her yerde o'nu gören gördüğü noktalara kul olmamak,her ne yapıyorsa aşırıya kaçmamak için Allah u Ekber nidası ile SubhanAllah der.

Ki bu konulardan,İbrahim olmaktan uzak birileri için SUBHANALLAH ifadesi ise yaratılmış ile Yaratan'ı birbirinden ayırıp,ötelerde,uzaklarda bir Allah inancı oluşturma potansiyeli taşımaktadır.
Bu yüzden sıklıkla anlam kargaşası yaşanır.

Vahdet-i Vücûd düşüncesinde ki sorun isim koymak ve adı her şey olan bir sınır oluşturmaktır.. Oysa her şey yetersizdir.
Sonsuzluğu yaratana sonsuz denir mi ?

A.K