Bugün mahallenin tenhalarında

Bugün mahallenin tenhalarında bir cami ziyaretinde bulundum. Cami dogalgaz ile desteklenmiş. Dışarısı -4 leri gösterirken cami içindeki ısı ölçer dereceyi 27 gösteriyordu..

Tahmini 400 metre kare alan esnaf tabiri ile "sinek avlıyordu". Sıcak suyundan banyosuna kadar düşünülmüş koca binayı ıssızlık teslim almıştı.

Avlusuna çıktım. 50 metre kadar ötesinde camiye yakışır hayli geniş lojmanın(imam evinin) tüm ışıkları yanıyordu. Anlaşılan imam derin bir istirahete (!) çekilmişti. Namaz kıldırmak muhteremi yormuş olsa gerek.

Yüzbinlerce caminin benzer akibeti yaşadığını düşünün.

Gözlerim ıslak,düşlerim yorgun ıssız yolda yürüdüğümden habersiz hal ile gönlüme düşen fırtınalar eşliğinde yeni düşüncelere daldım.

Keşke kültür yuvası yapabilselerdi. O sıcak ortam israf edilmeseydi.Milyarlık bütçeler harcayan o büyük mekanlar bomboş kalmasaydı.

Her gün bir köy muhtarı ile teşrif etseydi camilere.. Her gün bir Kuran suresi tartışılsaydı.Bir ayet ,kadın,erkek,çocuk ile bayrak yapılsaydı. En derin bakış açılarını öğrenseydiler. Ne vardı bu güne kadar ayetler için söylenen görüşleri teraziye konulsaydı. Ne olurdu her günün akşamı bir surenin günü olaydı.

Bunun yerine halk televizyonu (sihir kutusunu) seçti. Şimdi,şu saatde milyonlarca insan sihirli kutular tarafından aldatılmaya ve cahilliğin dibini bulmaya devam ediyor.

Ve Diyanet en büyük HİYANET sahipleri olarak tarihe geçiyor.

Din işine menfaat katılamaz. Bunu Kur'an defalarca bildirmiş iken imamlara maaş ve lojman vermek tam bir facia bir felaket.

Camiye giden üç kişiden biri namazını kıldırmak için görev alır ve hakkını vererek yapar. Böylece camilerin önü açılır.Ancak sistem halkı uyutmak için maaşlı bekçi köpekleri ile olması muhtemel gerçek bir dirilişin önünü kapatıyor.

Camileri,sistemin işgalinden kurtarmadan hiç kimse bir düzelme,bir diriliş beklemesin..

A.K