Hadis İle Önü Kesilen Kur'an

Kur'an'a rağmen ortaya atılan şu hezeyanlara bakarmısınız;
Bazı ahmaklar alimlen itifak ettiği güveilir hadis kitaplarında ki bir hadsi inkar etmek kafir yapar fetvaları veriyorlar.O kadar saçmalıyorar ki; Lütfen tırnakla alıntıladığım paylaşıma zaman ayırın.
Kur'an Nuh'u,Salihi,Musayı ve İbrahim'i de örnek almamızı istemiştir.Ancak İbrahimin hadisi yoktur.Kur'an mubindir.Yani açıklamadır.Açıklamanın açıklaması olur mu?

Aşağıda gerekli bilgileri verdim.Titiz bir şekilde okuyun.Arttık bu konuya dönmeyeceğim.
Dileyen dilediği gemiye biner.

A.K
 S.A.V Sünneti nedir lütfen anlamak adına okuyunuz; 

"Bazı kibirli kişiler çıkacak, “Allah Kur’anda bildirilenden başka bir şeyi haram kılmadı” diyecek. Yemin ederim ki, benim de emrettiğim, yasakladığım, koyduğum hükümler vardır. Bunların sayısı Kur’andaki hükümlerden daha çoktur." [Ebu Davud]

"Kur’andan başka delil kabul etmem diyenler çıkacak." [Ebu Davud]

"Hadisi bırak, Kur’ana bak diyerek bana inanmayanlar çıkacak."[Ebu Ya’la]

"Yalnız Kur’andaki helal ve haramı kabul ederim diyenler çıkar. İyi bilin, Peygamberin haram kılması, Allah’ın haram kılması gibidir"[Tirmizi, Darimi]

"Cebrail aleyhisselam, Kur'an gibi, açıklaması olan sünneti de getirdi." [Darimi]

"Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi."[İ. Ahmed]

"Nisa 65- Hayır! Rabbine andolsun ki iş bildikleri gibi değil, onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olamazlar.

Bu ayate dayanılarak hadislere uymanın imani bir zorunluluk olduğu iddia edilir.

Şimdi kuranın bütünlüğü içinde bakalım peygamber insanlar arasında neyle hüküm vermiş hadislerlemi yoksa kuran ilemi

Maide/ 48- Sana da (ey Muhammed) geçmis kitaplari tasdik eden ve onlari kollayip koruyan Kitab (Kur'ân)i hak ile indirdik. Onlarin aralarinda Allah'in indirdigi ile hükmet. Onlarin arzu ve heveslerine uyarak, sana gelen haktan sapma. Biz, herbiriniz için bir seriat ve yol belirledik. Eger Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardi, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyiliklere kosun. Hepinizin dönüsü Allah'adir. O, ihtilafa düstügünüz seyleri size haber verir.

Maide/ 49- Aralarinda Allah'in indirdigiyle hükmet. Onlarin keyiflerine uyma. Allah'in sana indirdiginin bir kismindan seni saptirmalarindan sakin. Eger Allah'in hükmünden yüzçevirirlerse, bil ki Allah, bir kisim günahlari sebebiyle onlari musibete ugratmak istiyor. Muhakkak ki insanlarin çogu yoldan çikanlardir.

Nisa /105. Allah'in sana gösterdigi sekilde insanlar arasinda hükmedesin diye sana Kitab'i hak ile indirdik; hainlerden taraf olma!

Bakara /213. Insanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarici olarak peygamberleri gönderdi. Anlasmazliga düstükleri konularda Insanlar arasinda , hükmetsin diye, onlarla beraber hak yolu gösteren kitaplari da gönderdi. Ancak kendilerine kitap verilenler, apaçik deliller geldikten sonra, aralarindaki kiskançliktan ötürü dinde anlasmazliga düstüler. Bunun üzerine Allah iman edenlere, üzerinde ihtilafa düstükleri gerçegi izniyle gösterdi. Allah diledigini dogru yola iletir.

Maide /50. Yoksa onlar cahiliye idaresini mi ariyorlar? Iyi anlayan bir topluma göre, hükümranligi Allah'tan daha güzel kim vardir?

Şura /10. Ayriliga düstügünüz herhangi bir seyde hüküm vermek, Allah'a mahsustur. Iste, bu Allah, benim Rabbimdir. O'na dayandim ve O'na yönelirim.

Bu ayetlerde görüldüğü gibi Peygamber insanlar arasında allahın idirdiği kuran ile hükmetmiştir hadisler ile değil

Hadislere göre çarpıtılan diğer bir ayet

De ki:-Allah’ı seviyorsanız, bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah, bağışlayandır, merhamet edendir

Müzemmi 16. Firavun o peygambere isyan etmişti. Biz de onu ağır bir azabla yakaladık.

Eğer peygambere uymak hadislere uymak anlamına geliyorsa, bunun terside peygambere isyan emek hadislere isyan etmek anlamına gelir.O takdirde ilahlık taslayan firavn,ı tevrata inanan fakat Musanın hadislerine inanmayan biri olarak kabul etmek gerekir ki işte hadis sapkınlarının trajikomik taraflarından biride budur

Oysaki müzemmil 16 da anlatılmak istenen firavunun; Hz Musanın allahtan aldığı vahye isyan ettiğidir

çarpıtılan diğer bir ayet

Bakara 151- Nitekim içinizden size bir peygamber gönderdik. O size âyetlerimizi okuyor, sizi temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor. Size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor.

Bu ayette kitab ve hikmet ayrı ayrı zikrediliyor diye, kitap kurandır hikmet ise sünnetttir şeklinde çarpıtılır. Oysaki kuranın bütünlüğüne baktığımızda hikmetin yine kurandan başka bir şey olmadığını görmekteyiz

İsra 39- İşte bunlar, Rabbinin sana vahyettiği hikmetlerdendir. Sakın Allah'la beraber başka bir ilâh uydurma. Aksi halde kötülenmiş ve Allah'-ın rahmetinden uzaklaştırılmış olarak cehenneme atılırsın.

Aliimran 58- İşte bu sana okuduğumuz, âyetlerden ve hikmetli Kur'ân'dandır.

Çarpıtılan diğer bir ayet

Necm 3. O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz.
4. O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir.

Bu ayetlere dayanılarak hadisleride vahiy katagorisine sokacak kadar azgınlaşanlar vardır. Ama bunlar asla bir önceki ayeti okumazlar zira okudukları takdirde bu safsatalarının ortaya çıkmasından korkarlar

Necm 2. Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı, azmadı da.

Peygambere bu iftiraları düzenler kim.Kuranı kabul ettiği halde hadisleri yalanlayanlarmı? Kuranı kabul eden bu insanlar hadislerden dolayımı Allahın resulüne bu çirkin ithamları yapmışlar

Duhan 14- Sonra onlar, o peygamberden yüz çevirdiler ve: "Bu öğretilmiş bir mecnundur." dediler.

Tur 29-(Ey Muhammed!) sen hatırlat, öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde sen ne kâhinsin, ne de mecnûn.
30- Yoksa onlar (senin için): "Bir şâirdir, zamanın felaketlerine çarpılmasını gözetliyoruz." mu diyorlar?

Hakka 40- Kuşkusuz Kur'ân, şerefli bir peygamberin (Allah'tan) getirdiği sözdür.
41- O bir şair sözü değildir, siz çok az inanıyorsunuz.
42- Bir kâhin sözü de değildir, ne de az düşünüyorsunuz!
43- O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.
44- O, bize isnâden bazı sözler uydurmaya kalkışsaydı,
45- Elbette biz onu bundan dolayı kuvvetle yakalardık.
46- Sonra da onun şah damarını keser atardık.
47- O vakit sizden hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.
48- O hiç kuşkusuz, takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür .
49- Bununla beraber biz biliyoruz ki sizden inanmayanlar var.
50- Kuşkusuz bu Kur'ân kafirler için bir pişmanlık vesilesidir.

Enbiya 3- Kalbleri hep eğlencede (gaflette), hem o zalimler aralarında şu gizli fısıltıyı yaptılar: "Bu, ancak sizin gibi bir insan. Artık göz göre göre sihre mi gidip uyarsınız?"

Tüm bu ayetlerde görüldüğü gibi Allahın resulüne sihirbaz, mecnun, kahin, şair diyen müşriklerin bu ithamlarını boşa çıkarmak için Allahu teala

Necm 2. Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı, azmadı da.
3. O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz.
4. O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir.

Buyurmaktadır. Yani onun size anlattığı kuran heva ve hevsinden değildir, ancak kendisine vahyedilen şeylerdir ki oda kuran demek istemektedir

Çarpıtılan bir ayet

60-4. İbrahim'de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir misal vardır, onlar kavimlerine demişlerdi ki: "Biz sizden ve sizin Allah'in berisinden taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir." Yalnız İbrahim'in babasına: "Senin için mağfiret dileyeceğim, fakat senin için Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi (önlemeye) gücüm yetmez." demesi hariç. Rabbimiz! Yalnız sana dayandık, sana yöneldik. Dönüşümüz de ancak sanadır.

Eğer gelenekçiler iddia ettiği gibi peygamberi örnek almak kuranla değilde ancak hadislerle mümkün oluyorsa ibrahim peygamberin hadisleri nerde diye sormak gerekir.Bu ayette Allahu teala mucizevi bir şekilde Hz Ibrahimin hem örnek alınacak hemde örnek alınamıyacak tavırlarını mükemmel bir şekilde açıklamıştır.Örnek almamız gereken ayetın kısmı şudur

İbrahim'de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir misal vardır, onlar kavimlerine demişlerdi ki: "Biz sizden ve sizin Allah'in berisinden taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir."

Örnek almamamız gereken kısmı ise şudur

Yalnız İbrahim'in babasına: "Senin için mağfiret dileyeceğim, fakat senin için Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi (önlemeye) gücüm yetmez." demesi hariç.

Şimdi düşünelim Hz ibrahimin bu tavrı kuranla değilde hadislerle bize ulaşmış olsa idi gelenekçiler bundan yola çıkarak ''' müşrik bile olsa baba için mağfiret dilenir bakın Hz İbrahim böyle yapmışken size ne oluyor diye insanları doğru yoldaan saptırabileceklerdi. Diyeceklerdi.Oysaki subhanallah ibrahimin bu tavrını onaylamaktadır, örnek almamımızı istememektedir.Hz ibrahimin bu tavrı tamamen baba evlat ilişkisine dayanan duygusal bir tavırdır. Zaten Hz İbrahim sonraları bu yanlış tavrından vaz geçmiştirki bunuda şu ayetten anlıyoruz.

Tevbe 114 :İbrahim'in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği sözden dolayı idi. Ne var ki, onun Allah'ın düşmanı olduğu kendisine belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz ki İbrahim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi.

Mümtehine 4 te görüldüğü gibi subhanallah elçilerinin bile bazı davaranışlarını onayladığı halde bazı davranışlarını onaylamaktadır.Bu ise çok önemli bir kriterdir.Yani Allahın onayı evet Altını çizerek birdaha tekrarlızorum Alllahın onayı.Zira Son peygamber Muhammedin bile bazı davranışlarını Allahın onaylamadıgını hatalarını bildiren ayetler açıkça kuranda zikredildiği halde,peygamberin kuran haricindeki davranışlarına kimler hangi yetkiye dayanarak onay verebilmektedir.Üstelik birde bu onaylanan hadislerin yüzde doksanı uydurma olduğu apaaçık olduğu halde. işte bu noktada hadis sapkınlarının bir türlü akledemedikleri vr hazmedemedkleri bir hikmet yatmaktadirki oda peygamberin değil Kuranın evrensel ve çağlarüstü oluşudur

CARPITILAN DİĞER BİR AYET

Nahl 44- Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik. ! Sana da Kur'ân'ý indirdik ki, insanlara vahyedileni açýklayasýn. Belki onlar da düþünürler.

Bu ayetin metnindeki ''beyyene'' açýklama fiiilini hadisciler tefsir etme, ilave bir takIm izahlar getirme şeklinde ele alıp burdan yola çıkarak hadislerin ayetlerin tefsiri,açıklaması olduğunu iddia etmektedirler

Kalk; denildiği zaman bu ifadeden ellerin üstünde amuda kalkmak ta anlaşılabilir.Ancak oturma kalk denilmişse, bu ifadeden ayağa kalkmak,tan başka bir anlam çıkarmak, sözü tahrif etmekten başka bir şey değildir.

Bu örnek; her kavramın zıddı için geçerlidir.şimdi bakalım Rabbimiz beyyene fiilinin zıddı olan hangi kavramı kullanmaktadır

Bakara 159 İndirdiðimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri, insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra (min ba,di beyyennahu linnasi) gizleyenler var ya! (innelezine yektumune) mutlaka onlara Allah lanet eder"

Ali imran 187 Bir zaman Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız(le tubeyyinunennehu), onu gizlemiyeceksiniz.( ve la yektumune)" diye söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler ve onu az bir dünyalığa değiştirdiler"

Bu ayetlerde görüldüğü gibi açıklama (beyyene) fiilinin zıddý olan gizleme (keteme) fiili kullanılmıştır.

Dolayısıyla nahl 44 te peygambere emredilen ALLAH'tan aldığı vahiyleri gizlemeden bildirmesinden ibarettir.Asıl açýklamayı yapan ALLAH'tır. Örneğin:

Nisa 176 Senden fetva istiyorlar. Deki: "Allah size (babasız ve çocuksuz kimsenin) mirası hakkında hükmünü açıklıyor: Çocuğu olmayan, fakat kız kardeşi bulunan bir kişi ölürse, bıraktığı malın yarısı onundur. Çocuğu olmayan kız kardeş ölürse, erkek kardeş ona varis olur. Eðer (ölenin) iki kız kardeşi varsa,bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kardeşler erkek ve kız olurlarsa, erkeğin hissesi, iki kızın hissesi kadardır. şaşırmamanız için Allah size (hükümlerini) açıklıyor.(yübeyyinullahu lekum) Allah, her şeyi hakkıyla bilendir

Görüldüğü gibi, peygamberden açıklama isteyenlere "ALLAH" gerekli açıklamayı yapmıştır.O'nun(peygamberin) açıklaması ise bu ayeti okumaktan (tebliğden) ibarettir. O'nun bunun ötesinde hüküm koyucu bir izah getirmesi mümkün değildir. O sadece bir elçidir,ALLAH'ın ortağı değil!.

. O, (Allah) kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez.(18:26)

ALLAH peygamberine,(nahl 44) aldığı vahyi yani Kur'an ayetlerini insanlara okumasını, onların tepkilerinden çekinerek gizlememesini emretmiştir

Peygamberin tebliğ anlamı dışında bir açıklama yaptığını iddia etmek, ancak Kur'an'ı ve gerçeği çarpıtmaktır. İstisnasız tüm Kur'an, elçilerin sadece aldıklarını aynen bildirmek manasında bir açıklama yapmakla mükellef olduğuna dair delillerle doludur. Hadiscilerin savunduğu manada Kur'an'ı; açıklamak iddiası aynı zamanda mantıksızdır da.Çünkü Kur'an'ın kendisi zaten bir açıklamadır (mubiyndir). Açıklamanın açıklaması olmaz. Ancak bildirilmesi olur ki, bu da tebliğdir. Kur'an, ALLAH'ın yaptığı en mükemmel açıklamadır ve artık, O'nun sözü üzerine söz söylemek kimsenin haddine değildir : "

Nisa 150- Onlar, Allah'ı ve peygamberlerini inkâr ederler, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isterler. "Kimine inanırız, kimini inkâr ederiz" derler. Bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isterler.

151- İşte onlar gerçek kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azab hazırlamışızdır.

152- Allah'a ve peygamberlerine iman edenler ve onlar arasında ayırım yapmayanlara (Allah) pek yakında mükafatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.

Peygambere iman etmeyi hadislere iman etmek olarak algılayan ve bunda diretenler,
ne denli bir çıkmazın içinde olduklarının farkında bile değilllerdir.Zira iman esaslarından biride resule inanmak değil resullere inanmaktır.Resullerin arasını ayırmak ise nisa 150 ye göre küfürdür.Son peygamberden öncekilere iman ettiğini iddia edenlerin ne yapıp edip onların hadislerini de bulmaları gerekmektedir.Aksi takdirde önceki peygamberleri inkar etme durumuna düşeceklerdir.

Enfal 2.. İnananlar, ancak onlardır ki Allah anılınca yürekleri titrer, onlara ayetleri okununca da inançlarını arttırır ve Rablerine dayanırlar

Kehf 57 Rabbinin ayetleriyle kendisine öğütler verildiği halde onlardan yüz çeviren ve elleriyle hazırladığı şeyi unutan kişiden daha zalim kimdir ki? Gerçekten de biz, onların anlamamaları için gönüllerine perdeler gerdik ve kulaklarını ağırlaştırdık ve onları doğru yola çağırsan da imkan yok doğru yola gelmez onlar.

Hac 72 Onlara apaçık ayetlerimizi okudun mu yüzlerinde inkar alametleri belirir, görüp tanırsın sen de; neredeyse ayetlerimizi onlara okuyanlara saldırıverecekler. De ki: Bundan daha şer, daha da beter bir şey haber vereyim mi size: Ateş. Allah, kafir olanlara vaadetmiştir onu ve orası, dönüp gidilecek ne de kötü yer.

Lokman 7 Ona ayetlerimiz okununca başını çevirir; sanki duymaz onu, sanki iki kulağında da ağırlık var; artık müjdele onu elemli bir azapla.

Zuhruf 36- Her kim Rahman olan Allah'ın zikrinden (KURANDAN) yüz çevirirse biz ona bir şeytan musallat ederiz. Artık o şeytan onun yakın dostudur.

37- Şüphesiz ki bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar
.
38- Nihayet kıyamet günü bize gelince, arkadaşına: "Keşke seninle benim aramda doğu ile batı arasındaki kadar bir uzaklık olsaydı. Sen ne kötü arkadaşmışsın!" der.

Tevbe--124- Bir sûre indirildiği zaman, içlerinden biri çıkar, "Bu sûre hanginizin imanını arttırdı?" der. Fakat müminlere gelince, aslında her inen sûre onların imanını arttırmıştır ve onlar sürekli olarak müjdelenip duruyorlar.

Tevbe 125- Kalblerinde bir hastalık olanlara gelince, onların da pisliklserine pislik (ricsen ila ricsihim) katmıştır ve kâfir olarak ölüp gitmişlerdir.

Isra-- 82- Biz Kur'ân'dan, iman edenler için bir şifa ve rahmet kaynağı olan âyetler indiriyoruz. Zalimlerin de ancak zararını artırır.

Yunus..100 Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kişinin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını kullanmayanlar üzerine Allah pislik bıkakır.

Bakara..171 Kafirlerin hali, çobanların çağırdığı fakat, onun bağırıp çağırışından başka bir şey işitmeyen hayvanların durumu gibidir. Onlar, öyle sağır, dilsiz ve körlerdir ki akıllarını kullanmazlar

Araf..179 Cinlerden ve insanlardan çoğunu cehennemlik kıldık. Çünkü onların kalpleri vardır. Onunla anlayış göstermezler. Gözleri vardır, onunla görmezler, kulakları vardır, onunla işitmezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta onlardan da aşağıdırlar. İşte onlar gafillerdir.

Furkan..44 Yoksa, onların çoğunun söz dinlediğini veya akıllarını kullandığını mı sanıyorsun? Onlar ancak hayvanlar gibidirler, hatta daha da şaşkındırlar. "

 

Çalışmayı ortaya koyan,destek aldığımız İSİMSİZ DOSTLARIMIZA ayrıca  teşekkür etmek istiyorum.