Ankebut suresi adını; 41. âyette geçen ve örümcek manasına gelen “el-Ankebut” kelimesinden almıştır.

Sure 2.Ayette çok önemli bir bilgi açar:"İnsanlar, "İnandık" demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler."

29:2. Ayet "en nâsu" vurgusu ile bütün insanlara "inandık" demenin yetmediğini,inandıkları şeylerle yüzleşeceklerinin bilgisini vermekte.

Bu yüzleşmenin adı imtihandır.Ve ayet müminler,iman edenler,yahudiler gibi bir grup adı olmadan insanlar diyerek büyük bir genelleme yapmaktadır.

Her insan varlığı bir şeye dayandırarak inanır.İnanmak zorundadır.İnanmak yaşamın direğidir.Ateistlerden,hindulara kadar her grup varoluşa güzel bir isim koyarak inanırlar.
Kur'an'a göre ise en güzel isimler Allah'ındır.
"En güzel isimler Allah'ındır.."7:180

Ankebut 2. ayet insanların "İnandık" demekle bırakılmayacağını ve yüzleşeceğini haber vermektedir. Ve gariptir şuanda insanlar "inandık" evresini yaşamaktadır.
Ve subhanAllah(Seni; senin bildiğin gibi bilirim,Aklımda oluşturduğum her türlü ilah düşüncesinden münezzehsin) çizgisi dışında oluşturulan "inandık" sözü kesin bir akibeti haber vermektedir.
Ateistlerin "inandık" ile yüzleşmelerini düşünün! Her şeyin tesadüflerle işlenmesi ile ortaya çıkan korkunç zombi filminin tam merkezinde müthiş acınası bir hal..

Ankebut suresi 40 ayette yaşanılan dramı ifade ettikten sonra şöyle izah eder :"Kiminin üzerine şiddetli kasırga gönderip taş yağmuruna uğrattık.(..) Allah, onlara zulmediyor değildi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı."

İnandık diyenlerin her biri kendi gönderdikleri ile yüzleşince acı bir son ile karşılaşıyorlar.
İlk yüzleşmeden mecburen ortaya çıkacak isyanla,şirkin neticesi olan yaşamla karşılacak ve kendine zulmedecekler..

Bulutlar katılaşmış çamur(taş) yağdırmaya her zaman müsaitken rahmanın rahmeti olarak inci gibi billur su yağdırırken,bu olayı Allahdan bağımsız kılıp marifeti bulutlara yıkınca gittiği yerde Bulutların aslında taş,asit yağdıran merhametsiz bir doğa olduğunu görerek helak olacaklar. Şirk böyle birşeydir.

A.K