"O, ilk ve sondur; görünen ve görünmeyendir.

"O, ilk ve sondur; görünen ve görünmeyendir. Hem O her şeyi bilendir!"57:3

Bu ayete iman ettiğini söyleyip de şirk tarifi yapanlar,kendi tanrılarının,kendi ilahlarının,kendi Allah inançlarının,sınırlarını tarif etmişlerdir.

Subhan Allah dışında,için de her türlü nitemele,işaret,ima başka bir cehaletin eseridir. Cahillik bilmemek değil,doğrudan uzak düşmenin adıdır. 
Bir çok kitap yazarak cahillikten kurtulamayız.

Gerçek bilgelik Firavunlukluktan uzak kalmaktır. Subhan Allah'ı olmayan her "ben"lik firavundur. Tut ki kendi yaptığı ve kendinde gördüğü kudrete "Allah" adını vermiş olsun. İçten,içe kişiyi kuşatan gizli şirk yıkılmaz bir kale inşaa eder.

Yukarı da ki ayet ile,Kur'an,Allah için niteleme yapmıştır. Bu niteleme gerçek bir subhanAllah davetiyesidir. Bu kadar açık ve net bir niteleme,tarif ve çağrıya sağır kalmak ancak Firavuncadır.

SubhanAllah gözleri ile,Kur'anı yazanı değil,yazılanı arama sürecimiz,"Allah de ötesini bırak" inanışımız bir bayrak,bir alın yazısı bir imza olarak hayatımızda yer edinmelidir.Bu bayrağın dalgalandığı ülkeye şirk giremez.

Aksi halde,denizler mürekkep olur,ağaçlar kalem,sonsuz bir zevke dalar da ,şirk mumu ışığında, ömrümüz,hayatımızda şirk arama ve onları yok etme ile geçer. Oysa mumu söndürmek bir subhanAllah deyişidir. Veya " “ALLAH de ötesini bırak”.(6 :91)." nefesi vermek kadardır.

O mum ile,o fener ile yaptığımız arayış bize sorumluğumuzu kayb ettirir. O zevke,o yüksek hazların insanda oluşturduğu rehavete niceleri kapıldı..

Allah deyip,ötesini bırakıyorum..Ki ötesi de bizi bıraksın.

A.K.