Gerçek ve Bilinçaltı

"Gerçek olan, Rabbinden gelendir. O halde kuşkulananlardan olma!"2:147
"Gerçek, Rabbinden gelendir. Öyle ise şüphecilerden olma."3:60
"Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların yapmakta oldukları yok olup gitti. "7:118

Ünlü psikanaliz Freud bilinci okyanustaki buz dağına benzetir.
Suyun altında kalan kısım bilinçaltı, su üzerinde kalan kısım bilinçtir.

Bilinçaltı tüm gerçekliği olduğu gibi görür.
Ancak bilinç henüz yetersiz olduğu için meseleyi okuyamaz.
Bütün açıları ile okuyamaz,göremez ve anlayamaz.

Anlama kapasitesi,görme kapasitesi ne ise öyle bir mana ortaya çıkar.
Durum ; Körlerin bir okyanusa gidipde kabı kadar su alıp, okyanusu kapları kadar hayal ettikleri gibidir.

Bir karıncanın avucunuzun içinde yürürken sizi bütünü ile göremediği gibi bilinç gerçeği okuyamaz.
Bu durum rüyalarımızda daha net görülürken bir başka rüya olan hayatımızda da aynı şeyler olur.

Kur'an bu durumu,yani bilinç altı ile görmeyi "GERÇEK" olarak anlatır.

Ateşin dumanını görüp ateşten habersiz bilinçler dumana göre ortaya çıkan mana eşliğinde "HERŞEY HAYAL" gİbi "HAYAL DÜNYASINDA YAŞIYORUZ" gibi uç iddaları dillendirirlerken Kur'an ise; "Biz, gokleri, yeri ve ikisinin arasinda bulunanlari, ancak GERÇEK uzere ve belirli bir sure icin yarattik"46:3 demektedir.

Bilinç altı ile görmeyi başaranlar için rüya ile hayat arasında fark kalmayacaktır.Sadece rüya ve hayat değil ahiret'in kokusunuda alabileceklerdir.

Bilinç altı ile görmenin bedeli ise milyonlarca parçaya bölünmüş bir ego,müslüman olmuş bir şeytan,yenilmiş bir nefsdir.

Ancak parçalar birleşir,şeytan dinden çıkabilir,nefs yeniden şampiyon olabilir.

Gerçek ile yüzleşmeden önce hayatımızdan sahipliği kaldırmalıyız..

Aksi halde sahibi olduğuMuz şeylerin aslında bizim sahibimiz olduğunu öğrendiğinizde iş işten geçecektir.

A.K