"De ki: 'İster taş ve ister demir olun.Yahud gönlünüzde büyüyen (dağlar ve gökler gibi kuvvetli,yıldız,gezegen (A.K)) her hangi bir yaratık olun, muhakkak öldürülecek ve diriltileceksiniz.” Kur'an 17:50-51
Peşi sıra gelen ayetlerden 60. ayetse şöyle devam etmekte; "Hani sana, “Muhakkak Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır” demiştik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı da, Kur’an’da lânetlenmiş bulunan o ağacı da sırf insanları sınamak için vesile yaptık"17:60
Ayet rüya kelimesini "er ru'yâlletî : rüya ki o" olarak belirtirken aslında muhteşem bir gerçeği fısıldıyor.
Rüyalarınız hepsi yaşanan şeyler! O anlar kesinlikle varolmuş anlar.. Aynı dünü yaşadığınız gibi.. Tüm rüyalarınız kesin olarak uyanık halde yaşadığız durum gibi.
Zira "sana gösterdiğimiz rüya" derken Mescidi aksaya yapılan adına günümüzde Astral seyehat dedikleri durum olarak din kültüründe yer almıştır.Öyle ki "döndüğünde yatağı hala sıcaktı" işaretide bu bahsi kuvvetlendirmektedir.
Rüyalarınızın dünkü yaşamınızdan zerrece farkı yoktur. Sadece şahidiniz yoktur.. Kur'an 17:50-51 de buraya kısaca yazamayacağım şeyleri söylemektedir. Herşeyinde hikmet olan'ın ayetlerinde hikmet aramak tefekkür dünyasını genişletir. Başka bir rüyayı daha hatırlatmalıyım. Yusuf'un Rüyası.. Bu noktada yine bu linki eklemeyim ( www.ademkorkmaz.com/besinci-boyutda-insan.html )
Rabbim bizleri şükreden kullardan eyle.. Hata eder ve yanılırsak merhamet et!
